TelAviv; Ortadoğu’da bir Akdenizli

İsrail’de tatil yapma fikri insana ilk başta garip gelebiliyor. Sürekli gerginliğin olduğu bir coğrafyada nasıl eğlenilebilir ki diye sorular kafanızı karıştırabilir. Ancak özellikle Tel Aviv, plajları, Avrupai insanı, gece yaşamı ve eşsiz eğlencesiyle tatil için ilginç bir alternatif. Tel Aviv’in yanı sıra, Jerusalem yani Kudüs hem bu kadar sorunlu bir ülkenin başkenti hem de 3 din için kutsal bir şehir olmasıyla mutlaka görülmesi gereken şehirler arasına giriyor. Ayrıca dünyanın en alçak noktası olan Lut Gölü yani Dead Sea de İsrail – Ürdün sınırında bulunan ve mutlaka görülmesi gereken yerler arasında.

İsrail vize konusunda da oldukça rahat. Konsoloslukta bir miktar sıkı güvenlik önlemleriyle karşılaşıyorsunuz ama bunca yıldır yaşanan saldırı ve protestoları düşününce çok da haksız sayılmazlar.

tlv 4Israil’de çoğu Arap ülkesinde de olduğu gibi hafta sonu günleri Cuma ve Cumartesi. Biz de Tel Aviv’e Cumartesi günü vardığımız için sokaklar neredeyse bomboştu. Havanın sıcak olmasının da bunda payı var tabii. Guruldayan karnımıza daha fazla seyirci kalamadığımız için ilk durağımız Rothschild Caddesi’nde bulunan Max Brenner oldu. İçerisi çikolata severler için adeta bir cennet. Yemelik, içmelik çikolatadan, hediyelik çikolataya kadar çikolatanın her türünü bulabilmek mümkün. Ama bizim orada bulunma nedenimiz kahvaltıydı. Bu arada İsrail’de nereye giderseniz gidin servis edilen çeşit çeşit ekmekler yediğiniz yemekler kadar lezzetli. Rothschild Caddesi, haftanın her günü nispeten daha kalabalık olan, genç nüfusun daha yoğun bulunduğu bir cadde. Restoranlar ve kafeler geç saatlere kadar açık. Hatta Perşembe ve Cuma geceleri sabaha kadar açık mekanlar bulunuyor. Tel Aviv’in meşhur gece klüplerinden sonra karnı acıkanlar soluğu burada alıyorlar.

Enerjimizi depoladıktan sonra kendimizi yeniden sıcak ve tenha Tel Aviv sokaklarına bıraktık. Şehirde cadde isimleri dışında neredeyse her şey İbranice yazılı olduğundan arkadaşımızın bizi ilk olarak götürdüğü Yafa (Jaffa)’daki Turist Bilgi Ofisi’nden ücretsiz şehir haritalarımızı çantamıza koyduk. İsrail’in resmi dili İbranice ama hemen hemen herkes İngilizce biliyor. O nedenle dil sıkıntısı yaşanmıyor. Hatta ülkenin tarihi gereği Türkçe bilenlerle de karşılaşabilirsiniz.

tlv 7Ertesi gün ilk durağımız dünyanın en eski yerleşim yerlerinden biri kabul edilen Yafa (Jaffa) Eski Liman şehri oldu. Şimdilerde sanatçıların yaşamak için tercih ettiği bir kültür turizm bölgesi olan Yafa yüzyıllar boyunca çeşitli milletlere ev sahipliği yapmış. Aynı zamanda bu bölge koruma altına alınmış ve özenli bir restorasyondan geçmiş.

Limanda Yafa’nın merkez kabul edildiği ve yakın coğrafyadaki büyük şehirlere mesafelerin ve istikametlerinin yer aldığı büyük bir harita var. Limandaki eski ambarlar da sergi ve etkinlik alanı olarak kullanılıyor.

Osmanlılardan kalma Mahmudiye Camii ve Saat kulesi başlıca görülecek yerler arasında. Arkadaşımızın tavsiyesi ile aldığımız muhallebilerimizi yiyerek ikinci el kıyafetlerin satıldığı dükkanların ve antikacıların olduğu bir çarşıya varıyoruz. Dar sokaklara yayılmış bir çok dükkanda her çeşit ikinci el kıyafet, eşya, oyuncak, takı, aksesuar bulabilmek mümkün. Bu bölge daha Arap şehri havasında, Ortadoğu ülkesinde olduğunuzu hissediyorsunuz. Yafa’da 3 dinin de ibadethaneleri bir arada bulunuyor. Ancak Jerusalem kadar yoğun bir dini merkez konumunda değiller.

tlv 2Tel Aviv’in diğer kesimleri ise daha modern ve Avrupai bir görünümde. Sahilde Hilton, Carlton, Crowne, Sheraton gibi lüks oteller yan yana sıralanıyor. Konaklama alternatifleri için tıklayın… Şehrin kuzey kesimi ise gökdelenlerle çevrili. Daha çok iş merkezi olan bu binalar şehrin siluetini değiştiriyor.

Şehrin en ünlü alışveriş merkezi ve buluşma noktası olan Dizengoff Center, iki önemli cadde olan Dizengoff ile King George’un kesiştiği yerde bulunuyor. Alışveriş merkezinin ilerisinde bulunan Dizengoff Meydanı da şehrin simgelerinden biri haline gelmiş. Dizengoff Caddesinin bir ucu Rothschild ile birleşirken diğer ucu sahile doğru devam ediyor. King George caddesinin başlangıcında ise Carmel Market bulunuyor. Burası yiyecek, içecek, hediyelik eşya, giysi, aksesuar yani her şeyi bulabileceğiniz bir pazar. Hediyelik eşya alışverişi buradan yapılabilir. Şehrin simgelerinden biri olan Belediye Binası’nın önündeki Rabin Meydanı ve buradan başlayıp sahile kadar devam eden Ben Gurion Caddesi de görebileceğiniz yerler arasında. Bu arada unutmadan; Cumartesi günü dini tatil günleri olduğu için şehirde her yer kapalı.

tlv 1Tel Aviv’de Yafa ve Liman arasında uzanan ve küçük koylardan oluşan birçok plaj var. Plajlar, dalgakıranlarla Akdeniz’in azgın dalgalarından korunuyor. Deniz genelde sığ ve dalgakıranlara rağmen oldukça dalgalı. Neredeyse herkes sörf yapıyor. Bazı plajlar özelliklerine göre ayrılmış; aşırı dindar erkekler ve kadınların dönüşümlü olarak kullandıkları özel plaj, gay plajı, aileler için plaj ve hatta köpekler için de ayrı bir plaj var. Eğer köpeğinizle yüzmek istiyorsanız o plaja gitmeniz gerekiyor. Aksi halde görevlilerin nazikçe uyardıklarına şahit olduk.

Plajlar akşamüstü saatlerine doğru daha da kalabalık oluyor. İşinden çıkanlar sahil boyunca yürüyüşlerini ve sporlarını yapıyorlar. Sahilin kuzey ucunda yer alan Tel Aviv Limanı, mağazaların ve restoranların yer aldığı bir kompleks haline getirilmiş. Buradan Akdeniz’in üstünden batan güneşi izlemek gerçekten keyif verici.

İsrail ve özellikle Tel Aviv çoğu Avrupa şehrine şapka çıkarttıran gece yaşamıyla, çılgın partileriyle ve dünyaca ünlü DJ’leriyle tam bir eğlence şehri havasında. Barlar ve klüpler hemen hemen her gece dolu. Ancak Cuma geceleri daha yoğun. En büyük partiler genelde Cuma geceleri düzenleniyor. Klüpler hem mekan olarak hem de müzik kalitesi olarak gerçekten oldukça üst seviyede.

Tel Aviv’in bize göre tek olumsuz yanı aşırı pahalı bir şehir olması. Daha önce Kuzey Avrupa ülkeleri için çok pahalı derdik ama bize göre İsrail hepsini geçiyor. Özellikle yeme-içme konusunda çok pahalı bir şehir olan Tel Aviv, çok fazla seçenek de sunmadığı için hazırlıklı olmanızda fayda var. Eğlence bakımından sunduklarına göre gece yaşamı çok can acıtmasa da günlük yeme-içme giderleriniz oldukça üzebilir.

Para birimi olan şekel (ILS ya da NIS), dolar kuruna çok hassas bir şekilde bağlı. Zaten pahalı olan ülke, dolar kurundaki hareketlenmelerle iyice pahalı bir hale gelebiliyor.

tlv 5Tel Aviv’in denizinin, plajının ve eğlencesinin tadını aldıktan sonra İsrail’in diğer güzelliklerini görmek üzere Jerusalem’e geçiyoruz. Jerusalem öncesi, güneş de iyice yakmaya başlamadan, ilk hedefimizi Lut Gölü olarak belirledik. Öncesinde ise yol kenarındaki, genelde askerlerin mola verdiği bir kafede humus, tahin ve süzme yoğurt ile zenginleştirilmiş meşhur İsrail kahvaltımızı ediyoruz. O kadar askerin arasında fotoğraf çektirmemek olmaz deyip çıkışta gözümüze kestirdiğimiz iki asker ile hatıra fotoğrafı çektiriyoruz. Şehrin her yerinde askerlerle mutlaka karşılaşıyorsunuz zaten ama çoğu fotoğraf çektirmek istemiyor. Oradan ayrıldıktan sonra develerle dolu kurak yollardan geçip Lut Gölüne varıyoruz. Lut Gölü, deniz seviyesinin 400 metre aşağısında, oldukça tuzlu ve mineralli bir göl. Yol kenarında, göle yaklaşırken su seviyesinden ne kadar aşağı indiğinizi gösteren işaretler yer alıyor. Suyu, açık yaraya, dilinize veya gözünüze temas ettiğinde çok can yakıcı olduğundan ve tamamen hareketsiz bir göl olduğundan dolayı burası Dead Sea olarak adlandırılıyor. Gölün etrafındaki tesislerde, gölden temin edilen sularla terapiler, çamur masajları yapılan spa merkezleri bulunuyor. Dead Sea, tuz oranının yüksekliği nedeniyle asla suya batamayacağınız bir göl. Aşırı sıcaktan dolayı buraya sabah erken saatlerde gitmek gerekiyor. Biz öğlene doğru gölden ayrılırken termometreler 46 dereceyi gösteriyordu.

tlv 8Jerusalem, yani Kudüs, İsrail’in sorunlu bölgelerinden biri. Haberlerden aşina olduğumuz Ramallah, Batı Şeria gibi yerleşim yerlerinin yakınından geçerken ister istemez insan biraz geriliyor. Şehre yaklaşırken İsrail – Filistin kesimi arasındaki meşhur duvarları görüyoruz. Yol üstünde yer alan sınır kontrol noktalarında İsrail askerleri sıkı kontrollerden geçiriyorlar. Jerusalem oldukça geniş bir alana yayılmış, karmaşık bir şehir. Biz ilk olarak eski Jerusalem’i geziyoruz. Eski Jerusalem, yüksek duvarlarla çevrili, şehre giriş çıkışı sağlayan kapıların bulunduğu tarihi bir merkez. İçeri girer girmez sizi avucuna alan kalabalık ve canlılık Kapalı Çarşı’da hissetmenizi sağlıyor. İçinde 4 ayrı bölge bulunuyor. Ermeni, Musevi, Hıristiyan ve Müslüman bölgeleri, sokaklardan ve tabelalardan hemen anlaşılıyor. Ramazan dolayısıyla Müslüman bölgesinde zar zor bulduğumuz falafelcide en ucuz yemeğimizi (2 falafel 2 içecek yaklaşık 12 TL) yemiş olmak bizi sevindiriyor.

tlv 6Eski şehrin en ünlü yeri tabii ki Mescid-i Aksa’nın bulunduğu Müslüman bölgesi ve bu bölgenin bir duvarı olan Ağlama Duvarı, yani Western Wall. Mescid-i Aksa’nın olduğu kısma sadece Müslümanlar, sıkı bir polis kontrolüyle alınıyor. Western Wall’da ise Museviler ibadetlerini yapıyorlar. Hemen burada bulunan sinagogda gün boyunca ibadet ediliyor. Mescid-i Aksa’ya meşhur ‘Ramazan Hassasiyeti’ nedeniyle giremezken Western Wall’a elimizi kolumuzu sallayarak gayet rahat bir biçimde girdik.

Eski şehirden çıkıp Jerusalem’in merkezine geldiğimizde farklı bir şehirle karşılaşıyoruz. Bir yanda tarihi binalar, dar sokaklar, ufak dükkanlar, pazarlar yer alırken şehrin yeni kesimlerinde modern binalar, oteller ve devlet kurumları yükseliyor. Jerusalem’de toplu taşıma da daha yoğun kullanılıyor. İsrail’de sadece Jerusalem’de tramvay olduğunu da böylece öğreniyoruz.

İsrail’den dönüşte havaalanında, girişte olduğundan daha sıkı önlemler var. Uçuşunuzdan en az 3 saat öncesinde havaalanında olmanız gerekiyor. İsrail polisi herkesi ve tüm bagajları tek tek arıyor. Şüphelendiğinde size sorular sorarak tüm eşyalarınızı detaylı bir şekilde arayabiliyor. Ancak check-in işlemlerinizi yaptıktan ve pasaport kontrolünden geçtikten sonra bir alışveriş cennetine düşüyorsunuz. İsrail’de duty free alışveriş inanılmaz ucuz ve alışveriş kampanyaları var. Özellikle parfüm ve kozmetik fiyatları, bir de 3 alana 1 bedava veya 5 alana 2 bedava gibi kampanyalarla birleşince kendinizi kaybetmenize neden olabiliyor, oldu.

İsrail, kendi iç sorunları bir yana; tarih boyunca önemli medeniyetlere ev sahipliği yapmış, 3 dinin merkezi olmuş, farklı coğrafyası, barındırdığı doğal güzellikleriyle ve insanıyla Ortadoğulu bir Akdeniz ülkesi. Tel Aviv de, ülkenin sorunlu zamanları dışında tatiliniz için hiçbir sorun yaşamayacağınız, doyasıya eğlenebileceğiniz çok güvenli bir şehir olarak planlarınızda yer almalı. Bir de bu kadar pahalı olmasa…

İyi tatiller…

 

Ayrıca okuyun:

Gay seyahat rehberi: Tel Aviv

One comment

  1. Geri bildirim: Dünyaca ünlü festivaller |

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: